Kayıtlar

LI BA MIN MAN AWIRÊN TE - Mulla Evindar

LI BA MIN MAN AWIRÊN TE Li payizeke bi baran Li şeveke tarî Te derî girt Çûyî Niha Li der baran Li hundir awirên te Bi ser min de dibarine Mûlla Evîndar  05.06.2016

ÇINAR

Resim
ÇINAR Bejn bilind e dara çinarê Xwe xemilandî ye mîna yarê Pelên xwe vekirine li êvarê Siya xwe hênik e li biharê Mûlla Evîndar  Photo by Mûlla Evîndar 

BEETHOVEN DİNLEMEK - Mulla Evindar

BEETHOVEN DİNLEMEK Koltukta uzanırken gözlerinizi kapatıp şöyle bir Beethoven dinlediniz mi? Örneğin Moonlight (Ayışığı) parçası. Dinledikçe uzuyor arada bir tam da veda eder gibi piano yavaşlasa da sonra usulcacık "merhaba" der gibi piano tekrar giriyor. Moonlight tam da ismi gibi yani ayışığı gibi ruhu, beyni, yüreği sükûnete davet ediyor. Karanlığın içinde, göğü yarıp etrafa ışık saçan ay romantizmi gibi. Piano sonatı diyorlar. Sadece piano çalıyor. İnsan dinledikçe uykuya dalıyor. Kör bir kızın Beethoven'a "bana ayışığını anlat" demesi üzerine bunu müzik ile anlatarak bestelediği söylenir ya da rivayet edilir. Eğer Beethoven ya da Klasik Müzik diye bir klasör varsa cep telefonunuzda ya da bilgisayarınızda ve de play tuşuna basıp uzanmışsanız tam uykuya dalacakken, her an 5. Senfoni girebilir araya, hani şu biri kapıya vururken ilham aldığı rivayet edilen 5. Senfoni. Coşkuya, hareketliliğe davet ediyor. Parça bitiyormuş gibi yavaşlarken bir bakıyor...

DELAL, ZELAL û CELAL - Mulla Evindar

Resim
DELAL, ZELAL û CELAL Li parqê sê zarok ên pir şîrîn li hêla hev rûniştibûn min pirsî, me sohbet kir : - Keça şîrîn navê te çi ye? - Ben Kürtçe bilmiyorum. - İsmin ne dedim? - Delal. - Bu yanındaki minikler de kardeşlerin mi? - Evet. - Senin ismin ne şirin kız? - Zelal. - Ya senin şirin oğlan? - Celal. - Delal, Zelal, Celal. - Evet. - Anneniz, babanız resmen şair! Ne güzel kafiye yapmışlar. - Evet, annem bize "siz şiirimsiniz" diyor. - Çok şahane! Şiirin ismi ne? - Hilal ve Bilal. - Ha ha haaa! Ne güzel uydurmuşsunuz! - Uydurmadık. Annem ile babamın ismi. - Çok güzel! - Navê te çi ye xalo? - Hani Kürtçe bilmiyordun? - Aa! Min ji bîr kir ev. Her ku ew gotina tê bîra min kenekî xweş li min peyda dibe, dikenim. Mûlla Evîndar

ELEKTRONİK SOHBET - Mulla Evindar

ELEKTRONİK SOHBET  Ebru : Merhaba. Hasan : Merhaba. Ebru : Birşey sorabilir miyim? Hasan : Memnuniyetle. Buyurunuz. Ebru : Öncelikle nasılsınız? Hasan : Teşekkürler, iyiyim. Siz nasılsınız? Ebru : Ben de iyiyim. Teşekkürler. Sizleri çoktandır takip ediyorum. Hasan : Güzel, birbirimizi takip etmek iyidir. Ebru : Bir nevi dostluktur. Hasan : Evet. Sosyal medyadaki dostluklar iletişim ile güçleniyor. Ebru : Bu çok önemli. Hasan : Evet, doğrudur. Birşey soracaktınız? Ebru : Evet, şeyi soracaktım… Şey. Unuttum. Hasan : Sizinle ne zaman, nasıl sosyal medya arkadaşlığı kurduk hatırlamıyorum. Ebru : Çoktandır, bayağı var. Ben sizi hep takip ediyorum. Paylaşımlarınızı çok beğeniyorum. Hasan : Teşekkürler. Ebru : Beğeniyorum ama belirtmiyorum. Hasan : Sosyal medya böyle birşey, beğendiğimizi içimizde saklarız, belirtmeyiz, karşı tarafın da bundan haberi olmaz. Ebru : Millet yanlış anlar diye ben “beğen”i tıklamıyorum...

DIDANE PROTEZ / Mulla Evindar

DIDANE PROTEZ (Takma Dişler) - Pêkenok / Gülmece - Tê gotin ku li gundê Încowê, yekî didane xwe wenda kirine, didane protez. Wî li her derê lêgeriyaye, li her odeyek xêni, li balqon, li bêxçe, li goma pez. Ti der neman, wî nedît. Saxiya xwe dike û tê li kêleka xanima xwe rûdine. Bi xanima xwe re dibê "Min ti der nehiştin bûn pariyek nan, min didane xwe nedîtin". Ew neynika xwe ji beriya xwe derdixe li serçavên xwe mes dike. Bi xanima xwe re dibê "Eywax min didanê xwe dîtin!". Xanima xwe dibê "Te li ku dît?" Ew dibê "Didan di devê min da bûne". (Bi devoka Kurmanciya Kurdên Anatoliyê) Mûlla Evîndar mullaevindar@gmail.com

ŞEVEKE PAYÎZÊ - Mûlla Evîndar

Resim
                                                                                       Photo : Mûlla Evîndar Helbest / Şiir                                                     ŞEVEKE PAYÎZÊ                         Bar kirin çûçikên esman               Pelên darê weşiyan                       Gul çilmisî                          Pêlên derya ketin xewê               ...

HUNER / SANAT

Resim
Huner ji dil tê, li dilan diewire! ❤  Sanat yürekten gelir, yüreklere konar!    Mûlla Evîndar  mullaevindar@gmail.com  https://mullaevindar.blogspot.com

ATLANTİK KIYISINDA

Resim
ATLANTİK KIYISINDA  Dünyanın öbür ucuna Haykırır gibi  El sallar gibi Çalkalanıyor Atlantik Sessizliğin sesi  Sensizliğin şahidi dalgalarla Başbaşayım Bu dalga belki de Ta senin oralardan geliyor Bu dalga belki de Ta senin oralara gidecek Yüzünü hiç görmedim Gülüşünü Bakışını... Gözünün içine hiç bakmadım Hiç okşamadım saçını Bilmiyorum adını... Hangi kıta Hangi ülke Hangi şehirdesin bilmiyorum... Tek bildiğim Seni hep bekliyorum... Mûlla Evîndar  mullaevindar@gmail.com 04.09.2016

BAKMAK ve GÖRMEK - Mulla Evindar

BAKMAK ve GÖRMEK Ahmet mola verip her zamanki gibi deniz kenarında, sahilde gezintiye çıktı. Denize sıfır denilebilecek bir otelde beş yıldır çalışmaktaydı. Sahilde dolaşırken, denize bakıp birşeyler çizen bir ressam görür. Ressamın yanına gider ve sorar: "Kolay gelsin, ne çiziyorsunuz?" Ressam : "Denizi çiziyorum". Ahmet : "Zahmete ne gerek var, fotoğrafını çek". Ressam bıyık altından gülerek "denize dön ve bak" der. Ahmet denize döner ve bakar.  Ressam : "Ne görüyorsun?"  Ahmet : "Ne olacak, denizi görüyorum, beş yıldır hep görüyorum". Ressam : "Daha başka ne görüyorsun?" Ahmet : "Kocaman bir su birikintisi".  Ressam : "Sahilde gezintine devam et, sen gelinceye kadar resim de biter ve gel bak resime". Ahmet : "Anlaştık, gelirim". Ahmet söz verdiği gibi sahil gezintisini tamamlayıp gölgede oturmuş olan ve yaptığı resime bakan ressamın yanına gitti. Ahmet de resime bakar, baktıkç...

BARDAKİ BULGAR

BARDAKİ BULGAR Suat haftasonunu dört gözle bekliyordu. İş bitiminde akşama doğru Paris'in meşhur Champs-Elysée caddesinde yürürken her zaman önünden geçtiği café-bar'da barın arkasında servis yapan yeni bir kız gördü. Hemen içeri girip bara oturdu, bir tane bira istedi. Kıza Fransızca hemen sordu: "Yeni mi işe başladınız?" Kız: "Evet bugün başladım". Bunu duyunca Suat uzunca keyifli bir nefes alıp iyice yerine sabitlendi, kıza "benden bir bardak bir şey içiniz" dedi. Kız "memnuniyetle" dedi. Kız bir bardak beyaz şarap alıp içine biraz da kasis kremi koyup karıştırdıktan sonra "şerefinize" dedi.  Suat "yeni işinizi sevdiniz mi?" diyerek söze girdi, kız "en son söylenecek sözü en başta söylerim, evli değilim, boşum" deyip usulca bir kahkaha attı. Suat buna daha da sevindi. Suat'ın telefonu çaldı, kahvehaneden arıyorlardı "okey oynayacağız, oyuncu eksik" dediler. Suat, Türkçey...