Kayıtlar

GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ (Kürtçe)

Resim
WERE HALÊ MIN BIBÎNE Ez diçim, dil dişewite Bi eşqê tev boyax bûme Ez ne paqil, ne jî dîn im Were halê min bibîne Were were halê min bibîne Eşqê ez kirim çi halî Geh ez têm mîna bahozan Geh mîna xubara rêyan Geh bi coş mîna lehiyan Were halê min bibîne Were were halê min bibîne Eşqê ez kirim çi halî Ez Yûnusê bêçare me Ji ber eşqê aware me Laşê min tev bi birîn e Were halê min bibîne Were were halê min bibîne Eşqê ez kirim çi halî Gotin : Yunus Emre Muzîk : Anonim / Gelêrî Werger / Çeviri : Mûlla Evîndar * * * GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ Ben yürürüm yane yane Aşk beni boyadı kane Ne akilem, ne divane Gel gör beni aşk neyledi Gel gör beni beni aşk neyledi Derde giriftar eyledi Kah eserim yeller gibi Kah tozarım yollar gibi Kah coşarım seller gibi Gel gör beni aşk neyledi Gel gör beni beni aşk neyledi Derde giriftar eyledi Ben Yunus-u biçareyim Aşk elinden avareyim Baştan aşağa yareyim Gel gör beni aşk neyledi Gel gör beni beni aşk ...

HUNER ❤ SANAT

Resim

Pir Sultan Abdal - Söz / Gotin

Resim
Ger tu xwedanê huner î Tu dikarî xwe biguherî Gotina ku tu bibêjî Divê di dil de bipêjî (Pir Sultan Abdal) Werger / Çeviri : Mûlla Evîndar  * * * Hünerin var ise kendini devşir Söyleyecek sözü kalbinde pişir Pir Sultan Abdal

HUDUTLAR

HUDUTLAR Bir yaz günü Fransa'dan karayoluyla Almanya'ya geçiyoruz. Güneş ışıl ışıl şavkıyor, hava açık, gökyüzü berrak, yeryüzü rengarenk. Yolun sağında, solunda bir tür papatya olsa gerek, her tarafı bir örtü gibi kaplamıştı. "ALMANYA'YA HOŞGELDİNİZ" levhası çıktı, artık levhalar, tabelalar Almanca idi, Fransızca bitti. Fransa'dan Almanya'ya geçtik, hudut ile neredeyse bitişik olan park alanına arabayı hemen çekip arabadan indik ve Almanya'ya ayak bastık, sonra rengarenk tabiatı seyre daldık. Yeryüzünü örten papatyalara bakarken, düşüncelere daldım: Hududu geçtik, ülke ismi değişti, dil değişti ama papatyalar değişmedi, hududun her iki tatafında da aynıydı, sıra halindeki doğal ağaçlar gene aynıydı, gökyüzünde parıldayan güneş aynıydı, masmavi gökyüzünde huduttan bihaber kanat çırpıp hududun bir o tarafına bir bu tarafına uçuşan kuşlar aynıydı, gökyüzünde hudut yoktu. Hududun her iki tarafında hava, oksijen aynıydı. Ne gökyüzünün rengi ne de y...

NAZIM HİKMET & CÎGERXWÎN

Resim
NAZIM HİKMET ve CÎGERXWÎN  Güneşli güzel bir havada Cenevre'nin Leman Gölü'nde bir bankın üzerinde oturmuş Jet d'eau / Su fiskiyesini uzaktan seyrediyoruz, sohbet gene edebiyat, bu sefer şiir. Söz Nazım Hikmet ve Cîgerxwîn'e geldi. Sabırsızlıkla arkadaşımın sözünü bitirmesini bekliyordum, nihayet söz bendeydi, başladım : "Bu toprakların iki büyük şairini bir çırpıda anlatmak elbet kolay değil ama bir şairin bir dizesi bile, kendisi hakkında, sanatı hakkında çok rahat bize ipucu verir. Memleket mi, yıldızlar mı Gençliğim mi daha uzak (Nazım) Şiirde "zaman" ve "mekan"ı, "soyut" ve "somut"u alt üst eden dizeler, "gençlik" geçmişte, "yıldızlar" gökyüzünde, "memleket" ise yeryüzünde. Ama bunların uzaklıklarını bir arada düşünüp ve kafada "güçlü imgeler" yaratmak şairlere özgü birşey. Bunu Nazım yapıyor. Şiirlerinde genelde böyle sıradışı bir tarz ve imge var. Sivik çû bihara m...

ÇAR ÇARÎN

Resim
ÇAR ÇARÎN Çar çarîn,         ji dil barîn!... 1- ZARÊ MIN Zimanê min Kurdî ye Zarava Kurmancî ye Zarê min Reşwanî ye Barê min dildarî ye 2- PORÊ DIRÊJ Porê dirêj li ser mil e Ev biska xwe ya reş şil e Evîna min barê dil e Dil dinale wek bilbil e 3- LI ZOZANÊ Li ser avê dîsa yar e Li hêla avê çinar e Li siya çinar dildar e Li dilan dîsa bihar e 4- DÎLBER Çûm bajarê Dîyarbekir Min dî dîlberek wek şekir Min dilê xwe jê re vekir Lê çi bikim wê ferq nekir Mûlla Evîndar 

Leylim Ley (Kürtçe) - Mulla Evindar

Resim
LEYLÎM LEY Ez bûm peleke ji darê weşiya Leylîm ley Bayê sibe were min berba bike Leylîm ley Heyne bibe dûr xubara min ji vir Leylîm ley Bavêje ser ew lingê xwas a yarê Leylîm ley Şewqa hîvê dide ser vî sazê min Leylîm ley Li ser şora min kes ti şorê nake Leylîm ley Were keçê ser juniyê min rûne Leylîm ley Hîv ji wir, tu ji vir min hembêz bikin Leylîm ley Heft sal bûn ez neçûme welatê xwe Leylîm ley Li dertkêşekî wek xwe negeriyam Leylîm ley Eger rojekê li pey min tu werê Leylîm ley Ne ji kesî ji dilê xwe min pirske Leylîm ley Gotin : Sabahattin Ali Muzîk : Zülfü Livaneli Werger / Çeviri : Mûlla Evîndar  LEYLİM LEY Döndüm daldan düşen kuru yaprağa Leylim ley Seher yeli dağıt beni kır beni Leylim ley Götür tozlarımı burdan uzağa Leylim ley Yarın çıplak ayağına sür beni Leylim ley Ayın şavkı vurur sazım üstüne Leylim ley Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne Leylim ley Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne Leylim ley Ay bir yandan sen bir yan...

EZ IM

Resim
EZ IM  Ez im ji dil de brîndar Ez im ji dil de dildar Ez im ji dil de sozdar Ez im Mûlla Evîndar Mûlla Evîndar 

AWIR

Resim
AWIRA TE Hest e Helbest e Dil pê sermest e Mûlla Evîndar 

DURDURAMAZSIN

Resim
DURDURAMAZSIN Ne yağmak üzere olan yağmuru Ne kızıllaşan ufukta güneşin doğmasını Ne bir gece vakti ayın ışıldamasını Ne bir seher vakti esen rüzgarı Ne de yüreğe düşecek sevda ateşini                                      Durduramazsın Mûlla Evîndar 

BAVUL

Resim
BAVUL Kentin bir ucundan diğer ucuna kadar gezmediği, görmediği yer bırakmadı Bayram o gün. Sayamayacağı kadar tramvay, otobüs değiştirdi, bir çok bistroda kahve içti, bira içti, restorantta pizza yedi, caddelerde dolaştı. Caddelerde yürürken kendisini sanki ıssız bir çölde yürüyormuş gibi hissediyordu, oysa iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı Paris caddeleri. Son durak meşhur Champs-Eliysée caddesiydi, Bayram kalabalıktan insanlara çarpa çarpa en yakın durağa ulaşıp evin yolunu tuttu. Evine yakın durakta inip metrodan çıktı, akşam olmak üzereydi. Kaldırımda yürürken nedense Nazım Hikmet'in şu dizeleri aklına geldi: "Ben, ihtiyarlığım, yalnızlığım  Bir de kara sevda  Dördümüz yan yana yürüyoruz" Ama Bayram ihtiyar değildi, kırlaşmış saçları olsa da henüz elli yaşlarında idi. Tek odalı evine girerken her zamanki gibi dış kapısı gıcırdıyordu, bu gıcırdama sesi odadaki ıssızlığı, sessizliği yarıyordu, Bayram için bu ses eve geldiğinin habercisiydi. Yarıl...